Artan ağrı duyarlılığının karşıt siyasi görüşlere duyulan sempatiyle bağlantılı olduğuna dair yeni kanıtlar

Bir dahaki sefere arkadaşınız karşıt siyasi kanadın fikirlerine kayda değer bir açıklık gösterdiğinde, onu sıkıştırmayı deneyebilirsiniz.
Tamam, yapmıyoruz Gerçekten bunu tavsiye ederim. Ancak yeni kanıtlar, acıya karşı duyarlılığı artan kişilerin, karşıt siyasi görüşe sahip kişilerin ortak değerlerini onaylama olasılıklarının da daha yüksek olduğunu gösteriyor. Burada bitmiyor. Ayrıca diğer tarafın politikacılarına da daha güçlü destek veriyorlar ve şunu anlayın: Liberallerse 2020’de Donald Trump’a, muhafazakarlarsa Joe Biden’a oy verme olasılıkları daha yüksek.
Toronto Üniversitesi Rotman Yönetim Okulu’nda pazarlama alanında doçent olan ve üniversitenin Psikoloji Bölümü’ne çapraz olarak atanan baş araştırmacı Spike Lee bile bu açıklamalar karşısında kendini çimdiklemişti.
Diş hekimi koltuğunda ağız dondurma deneyiminin tadını çıkarırken araştırma fikri üzerinde düşünmeye başlayan Prof. Lee, “Acı duyarlılığının bu tür koridorlar arası etkilerini görmeyi gerçekten beklemiyorduk” dedi. “İlk bulduğumuzda bunun tesadüf olabileceğini düşündük. Bu yüzden bir kopyalama çalışması yürüttük. Tekrar bulduk. Genişletilmiş kopyalamalar ve takip çalışmaları yaptık. Bulmaya devam ettik.”
Beynimizin benzer bir kısmında acı yaşadığımız (ister ayak parmağımıza çarpmanın verdiği fiziksel acı, ister politik bir tartışma sırasında buldozerle ezilmenin verdiği sosyal acı olsun) göz önüne alındığında bu bağlantı belki de o kadar da şaşırtıcı değil. Başkalarının sıkıntılarına tanık olarak ya da toplumsal bir adaletsizliği algılayarak da dolaylı olarak acı yaşayabiliriz.
Prof. Lee ve araştırma arkadaşı, psikoloji yüksek lisans öğrencisi Cecilia Ma, ağrı duyarlılığının ahlaki ve politik tehdit algılarımıza ne gibi etkileri olduğuna dair rakip teorileri test etmek için 7.000’den fazla ABD’li katılımcıyla yedi farklı çalışma yürüttüler; Yalnızca kişisel olarak değer verdiğimiz hassasiyetlere yönelik tehditleri mi etkilemek, yoksa bizi başkalarının hassasiyetlerine karşı daha duyarlı hale getirmek mi?
Ağrı duyarlılığını ölçmek için Ağrı Duyarlılığı Anketi adı verilen doğrulanmış bir öz bildirim aracı kullandılar, ayrıca katılımcılara siyasi yönelimlerini sordular ve ahlaki bakış açılarının temellerine ilişkin bir değerlendirme yaptılar.
Acı duyarlılığı daha yüksek olan liberaller, sadakat ve otorite gibi tipik muhafazakar ahlaki değerlere daha fazla yakınlık gösterdi. Bu arada acıya duyarlı muhafazakarlar, genellikle liberallerle ilişkilendirilen özen ve adalet gibi değerlere daha fazla destek gösterdi. Katılımcılara 2020’de oy kullanma niyetleri ve Demokrat ve Cumhuriyetçi politikacılara destekleri sorulduğunda da bu model devam etti.
Yani, “ah!” diye bağırmak için daha hızlı olmanın yanı sıra bu, acıya duyarlı olanların kendi siyasi yönelimleri konusunda da kafalarının karıştığı anlamına mı geliyor? Dr. Lee şu uyarıda bulunuyor: “Onların ahlaki hassasiyet profili ‘sadece bizim tarafımızı desteklemek’ten ‘sadece karşı tarafı desteklemeye’ doğru kaymıyor. Bunun yerine her iki tarafın görüşlerini daha fazla destekleme eğilimindeler.”
Araştırma, siyasi olarak kutuplaşmış bir toplumda orta yolun nasıl bulunacağı konusunda net bir çözüm sunmasa da, ahlaki ve siyasi görüşlerimiz üzerinde daha önce keşfedilmemiş bir etkiye ışık tutuyor. Prof. Lee, tamamen rasyonel olmak bir yana, çoğu insanın görüşlerinin “ahlaki duygularla ve neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair duygusal tepkilerle aşılandığını” söyledi. “Bir kişinin ahlaki duygularının temellerini ne kadar iyi anlarsak, siyasi görüşlerini de o kadar iyi açıklayabilir ve tahmin edebiliriz.”
Çalışma şurada görünür: Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi.
Kaynak ve İleri Okuma: https://medicalxpress.com/news/2023-11-evidence-heightened-pain-sensitivity-linked.html